“Bir Gönül Ne Kadar Dayanırsa, Oradayım…”
Bazı şarkılar vardır ki bir melodi değil, bir iç dökme, bir isyandan çok bir sığınma gibidir.
Rıza Zeynel Eskici’nin “Yıkma Umutlarımı – Âşıklar Deresindeyim” eseri de böyle bir şarkıdır.
Yalnızca bir ezgi değil, bir ruh hâlidir.
Sadece söz değil, yaralı bir yüreğin sessiz yakarışıdır.
Sanatçı: Rıza – Zeynel Eskici
Çıkış tarihi: 2021
Albüm: Yıkma Umutlarımı
Aşiklar deresindeyim
Sevdamun karşisindeyim
Oyoy oyoy
Aşiklar deresindeyim
Sevdamun karşisindeyim
Doğri söyle sevduğum
Sakin ha yalan dema
Kalbunun neresindeyim
Doğri söyle sevduğum
Sakin ha yalan dema
Kalbunun neresindeyim
Baktum mezdaptan yukari
Diken sarmiş hep ormani oyoy oyoy
Baktum mezdaptan yukari
Diken sarmiş hep ormani
Atma beni kalbunden
Ne olur kirma beni
Alma yârum bedduami
Atma beni kalbunden
Ne olur kirma beni
Alma yârum bedduami
Kalbunun beşiğindeyim
Ayriluk eşiğindeyim oyoy oyoy
Kalbunun beşiğindeyim
Ayriluk eşiğindeyim
Bana öyle bişe de
Yikma umutlarumi
Mutluluğun peşindeyim
Bana öyle bişe de
Yikma umutlarumi
“Yıkma umutlarımı, aşıklar deresindeyim…”
Bu söz, büyük bir kalp kırıklığını küçücük bir cümleye sığdırır.
Kırılmış ama hâlâ bekleyen,
yorgun ama hâlâ seven,
darmadağın olmuş ama hâlâ inanan bir kalbin fısıltısıdır bu.
“Aşıklar deresindeyim” derken, hem kendi acısını tarif eder hem de her sevenin ortak çığlığını dile getirir. Çünkü o dere; bekleyiştir, yanılmaktır, adanıştır, sessizce sevmektir.
Şarkının fon müziği ve vokal tarzı, içsel bir yolculuğu destekleyecek kadar duru,
ama aynı zamanda içindeki fırtınayı bastıramayacak kadar yoğun.
Rıza Zeynel Eskici’nin sesi, kelimelerin arkasına saklanmıyor —
bilakis, onların ruhunu taşıyor.
Her cümlede biraz daha çöken bir yalnızlık,
her notada biraz daha belirginleşen bir dua var.
Dinleyenin kalbine ağır ağır yerleşen bir hâl…
“Umut” Kelimesi Bu Kadar Yalnız Hiç Olmamıştı
“Yıkma umutlarımı” demek, aslında
“Beni bırakma, beni benliğimle bile baş başa bırakma” demektir.
Çünkü bazen insan kendinden bile yorulur ama bir kişi…
Sadece bir kişi tutar o insanı hayata.
Ve o kişi giderse…
Geriye sadece umutların yıkıntısı kalır.
İşte bu şarkı, tam da o enkazın üzerinde söylenmiş bir ağıttır.
Şarkıda geçen “aşıklar deresindeyim” ifadesi, sadece şiirsel bir motif değil;
seven herkesin yolunun bir gün uğradığı içsel bir coğrafyadır.
Orası kalpten kalbe giden bir nehir,
belki de en çok ağlayanların sessizce yan yana oturduğu bir kıyıdır.
Ve bu şarkı, o derenin kıyısında,
bekleyen, kırılan, ama yine de terk etmeyen kalplerin sesidir.
“Yıkma Umutlarımı”, aşkın sadece “sevmek” değil,
aynı zamanda sabretmek, direnmek ve susarak sevmek olduğunu anlatır.
Bu şarkı çalarken,
her dinleyenin içinde bir şey çözülür,
bir şey ağırlaşır
ve bir şey sessizce kabul edilir:
Aşk, bazen sadece dua etmektir, kavuşmak değil…